NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-CUM’A

<< 698 >>

DEVAM: 42- Cuma Gününde Duanın Kabul Edildiği Saat

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال نا بكر وهو بن مضر عن بن الهاد عن محمد بن إبراهيم عن أبي سلمة بن عبد الرحمن عن أبي هريرة قال أتيت الطور فوجدت ثم كعبا فمكثت أنا وهو يوما أحدثه عن رسول الله صلى الله عليه وسلم ويحدثني عن التوراة فقلت له قال رسول الله صلى الله عليه وسلم خير يوم طلعت فيه الشمس يوم الجمعة فيه خلق آدم وفيه أهبط وفيه تيب عليه وفيه قبض وفيه تقوم الساعة ما على الأرض من دابة إلا وهي تصبح يوم الجمعة مصيخة حتى تطلع الشمس شفقا من الساعة إلا بن آدم وفيه ساعة لا يصادفها مؤمن وهو في الصلاة يسأل الله شيئا إلا أعطاه إياه قال كعب ذلك يوم في كل سنة قلت بل هي في كل يوم جمعة فقرأ كعب ثم قال صدق رسول الله صلى الله عليه وسلم هو في كل جمعة فخرجت فلقيت بصرة بن أبي بصرة الغفاري فقال من أين جئت قلت من الطور قال لو لقيتك من قبل أن تأتيه لم تأته قلت له لم قال إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا تعمل المطي إلا إلى ثلاثة مساجد المسجد الحرام ومسجدي ومسجد بيت المقدس فلقيت عبد الله بن سلام فقلت له لو رأيتني خرجت إلى الطور فلقيت كعبا فمكثت أنا وهو يوما أحدثه عن رسول الله صلى الله عليه وسلم ويحدثني عن التوراة فقلت له قال رسول الله صلى الله عليه وسلم خير يوم طلعت فيه الشمس يوم الجمعة فيه خلق آدم وفيه أهبط وفيه تيب عليه وفيه قبض وفيه تقوم الساعة ما على الأرض من دابة إلا وهي تصبح يوم الجمعة مصيخة حتى تطلع الشمس شفقا من الساعة إلا بن آدم وفيه ساعة لا يصادفها عبد مؤمن وهو في الصلاة يسأل الله شيئا إلا أعطاه إياه فقال كعب ذلك يوم في كل سنة فقال عبد الله بن سلام كذب كعب قلت ثم قرأ كعب فقال صدق رسول الله صلى الله عليه وسلم وهو في كل جمعة قال عبد الله بن سلام صدق كعب إني لأعلم تلك الساعة قلت يا أخي حدثني بها قال هي آخر ساعة من يوم الجمعة قبل أن تغيب الشمس فقلت أليس قد سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لا يصادفها مؤمن وهو في الصلاة وليست تلك الساعة صلاة قال أليس قد سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول من صلى وجلس ينتظر الصلاة لم يزل في صلاة حتى تأتيه الصلاة التي تليها قلت بلى قال فهو كذلك

 

[-: 1766 :-] Ebu Hureyre anlatıyor: Bir gün Tur dağına gittim. Ka'b'ı da orada buldum. Ben ve o bir gün orada kaldık. Ben ona Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hadislerini naklediyordum, o da bana Tevrat'tan nakiller yapıyordu. Ben ona Resulullah (s.a.v.)'in

 

"Güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (aleyhisselam) o günde yaratılmış, o günde Cennet'ten çıkarıImış, o günde tövbesi kabul edilmiştir ve o günde vefat etmiştir. O günde kıyamet kopacaktır. Ademoğlundan başka yeryüzündeki tüm canlılar Cuma günü güneş doğuncaya kadar korku içinde kıyametin kopmasını beklerler. Cuma günü içerisinde öyle bir vakit vardır ki bir mu'min o vakte denk gelir de namazda olduğu halde Allah'tan bir şey isterse, Allah isteğini mutlaka ona verir" buyurduğunu anlattım.

 

Ka'b: "O saat her senede bir gündür" deyince ben: "Hayır, bilakis her Cuma vardır" dedim. Ka'b bunun üzerine Tevrat'ı açıp okudu ve: "Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) doğru söylemiş, o saat her Cuma gününde varmış" dedi. Sonra ben çıktım. Yolda Basra b. Ebi Basra el-Ğifarı ile karşılaştım. Bana:

 

"Nereden geliyorsun?" diye sordu. "Tur'dan" dedim. "Şayet beni görmeden önce seninle karşılaşsaydım oraya gitmezdin" dedi. "Neden?" dedim. Şu cevabı verdi:

 

"Ben, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Binekler, sadece şu üç mescide gitmek için hazırlanır: Mescid-i Haram, benim mescidim ve Mescid-i Aksa" buyurduğunu işittim.

 

Abdullah b. Selam ile karşılaştım. Ona şöyle dedim: "Keşke beni görseydin; Tur'a gittim, orada Ka'b ile karşılaştım. Ben ve o bir gün orada kaldık. Ben ona Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hadislerini naklediyordum. O da bana Tevrat'tan nakiller yapıyordu. Ben ona Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in:

 

"Güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (aleyhisselam) o günde yaratılmıştır, o günde Cennet'ten çıkarılmıştır, o günde tövbesi kabul edilmiştir ve o günde vefat etmiştir. O günde kıyamet kopacaktır. Ademoğlundan başka yeryüzündeki tüm canlılar Cuma günü güneş doğuncaya kadar korku içinde kıyametin kopmasını beklerler. Cuma günü içerisinde öyle bir vakit vardır ki bir mu'min o vakit'e denk gelir de namazda olduğu halde Allah'tan bir şey isterse, Allah isteğini mutlaka ona verir" buyurduğunu anlattım. Ka'b:

 

"o saat senede bir gündür" dedi.  Ben böyle deyince Abdullah b. Selam: "Ka'b yalan söylemiş" diye itiraz etti. Ben anlatmaya devam ettim: Daha sonra Ka'b, Tevrat'ı okudu ve: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) doğru söylemiş, o saat her Cuma gününde varmış" dedi.

 

Abdullah b. Selam da: "Ka'b doğru söylemiş" dedi ve: "Ben o saati biliyorum" diye ekledi. Bunun üzerine ben: "Ey kardeşim! O saati bana bildir öyleyse" deyince şöyle dedi:

 

"Bu saat, Cuma günü güneş batmadan önceki en son saattir." Ben de: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bu saatle ilgili 'müslüman bir kul namazda olduğu halde o saate denk gelirse' buyurduğunu işitmedin mi? Dediğin saat namaz saati değil ki?" diye etiraz ettim. O da:

 

"Sen Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in 'Kim namaz kılar da diğer namaza kadar oturur beklerse, sonraki namaz vakti girinceye kadar namazdadır' buyurduğunu işitmedin mi?" dedi. "Evet, işittim" dedim. "işte bu da böyledir" dedi.

 

Mücteba: 3/113;Tuhfe:15000.